5.1.2013
Büyük ve
modern şehir Lahor’dan sabahın erken saatlerinde otelden ayrıldık ve bir
rikşaya binerek Wagah sınır kapısına ulaştık. Sabah bizi mutlu eden küçük bir
sürpriz yaşadık. Akşam eşimle sınıra kaç rupiye gideceğimizi konuşurken,
rikşanın 1000 rupi civarında ücret isteyebileceğini düşünmüştük, yanılmışız.
Yarı fiyatına, 500 rupiye sınıra gittik. Yolda rikşanın sürücüsü bir yerde
durdu, ne olduğunu anlamadık önce. Sürücü yarım İngilizcesiyle “ürinal” dedi ve
açık alanda, son derece normal bir şekilde
(konforlu bir tuvaletmiş gibi) kendine ihtiyaç molası verdi, sonra yola
devam etti…J
Pakistan-Hindistan
sınır kapısı yenilenmiş, modernleşmiş. Ancak saat 10.00’a kadar elektrikler
olmadığı için 45 dakika bekledik. Bu ülkede en çok yaptığımız şey beklemek oldu
zaten. Elektrikle geldikten sonra, bekletmeden işlemlerimiz yapıldı ve çıkış
yaptık. Bu arada ilginç olan şeyi söylemek istiyorum, çantalarımızı ve üstümüzü
aramadılar. Görünüşümüz güven verdi herhalde.
Pakistan’dan
ayrıldığım için mutlu oldum aslında. Kardeş ülke Pakistan’ı kötülemek değil
elbette amacım, insanlar hakkındaki duygularım son derece olumlu. Hatta
özellikle Taftan’da yaşamak zorunda olan insanlar için üzüldüğümü
söyleyebilirim. Biz çölde sadece bir gün geçirdik ve yolumuza devam ettik. Oysa
o insanlar hep orada yaşamak zorundalar. Belki bir gün bir patlama sonucunda,
genç yaşlarında hayatlarını kaybedecekler. Bir süre birlikte yolculuk
yaptığımız, Quetta’ya cezaevine götürülen o gençler yaşamlarını değiştirmek
adına İran’a kaçma girişiminde bulunmuşlar ama yakalanmışlar. Biz döndükten
sonra gerçekleşen patlamada belki de bu gençlerden hayatlarını kaybedenler
oldu. Bunları düşününce kendimi kötü hissediyorum aslında.
Hindistan’ın
Atari sınır kapısı, 2008 yılında yapılmış modern bir yapı. Kapıdan girişte
üstümüz ve el çantalarımız arandı, sonra bir araçla bizi asıl giriş
işlemlerinin yapılacağı binaya getirdiler. Burada işlemler ileri teknoloji
kullanılarak yapılıyor. Doldurduğumuz form optik okuyucudan geçirildi. Kibar
polisler/memurlar tarafından işlemlerimiz neredeyse hiç bekletilmeden yapıldı.
Sabah saatleri olduğu için kalabalık olmamasının da etkisi var elbette ancak yine
de işleri zorlaştırmak değil, kolaylaştırmak için çaba gösteriyorlar.
Pakistan-Hindistan Atari sınır kapısı |
Sanırım doğru |
Bu arada sınır
da her iki yanda tribünler vardı. Eskiden sadece Cuma akşamları, şimdi her
akşam saat 16.30 da yapılan bir bayrak değişimi seremonisi varmış. İki ülke
arasındaki barış ve dostluğu simgeliyormuş. Halka ve turistlere açık bir
gösteri olduğu için, bu tribünler yapılmış. Görmeye değer olduğu söylendi,
ancak bizi zamanımızı buna ayırmak istemedik.
Amritsar |
Atari sınır
kapısından Amritsar’a gitmek için taksiye 600 rupi ödedik (her iki ülkenin para
birimi rupi, ancak değerleri farklı). Amritsar’da ilk durağımız Delhi’ye bilet
almak için tren istasyonu oldu. Amritsar Hindistan’ın Pencap eyaletinin
başkenti, ancak büyük bir şehir değil. Bu nedenle tren biletini turistler için
ayrılmış bölümden değil, yerli halkın aldığı ofislerden almak gerekiyor.
İngiliz sömürge döneminin Hindistan’a en büyük katkısı ülkeyi bütünüyle
kapsayan demiryolları olmuş. Tercih edilen seyahat şekli tren, farklı
kompartımanlar var. Çantalarımızı emanete verdikten sonra (valiziniz ya da
çantanızı asma kilit olmadan almıyorlar), Sikhlerin kutsal mekanı Altın
Tapınağa gittik.
Amritsar |
Sihizm; Sri Guru Nanak tarafından,
İslam ve Hinduizmin olumlu
yanlarının alınmasıyla ortaya çıkmış bir dini harekettir. Sihler Kuzeybatı
Hindistan 'ın Pencap bölgesinde yaşamaktadırlar. Sihler,
saç ve sakallarını kesmedikleri için, saçlarını toplayarak türbanlarının
altında saklar, genellikle sakallarını da örgü yaparak türbanlarının altına
saklar veya çenelerinin altında bir file ile bağlarlar. Sihizm temel yapı itibariyle Tanrı ve O 'nun birliğine inanır.
10 büyük guru vardır ve her guru bir kural eklemiştir.
Altın tapınak
cumartesi günü olması nedeniyle oldukça kalabalıktı. Altın Tapınak(Golden
Temple) sikhler için hac yeri. İçi kutsal balıklarla dolu yapay Amritsar gölünün
(Kutsal Su Gölü) ortasında
duran ve bir köprü ile geçilebilen Altın Tapınak son derece görkemli bir yapı.
Yabancılar hiçbir ücret ödemeden 3 gün kalabiliyorlar, 24 saat açık bu
tapınakta aynı zamanda her gün 10 bin kişiye, 3 öğün ücretsiz yemek
dağıtılıyor. Bütün işler gönüllü olarak yapılıyor.
Golden Temple(Altın Tapınak) |
Altın Tapınak |
Tapınağa
ayakkabı ve çorap ile girmek yasak. Ana girişte ayakkabılar ve çoraplar
çıkarılıp, görevliye teslim ediliyor, yere serili halılar üstünde yürünerek tapınağa
ulaşılıyor. Ana giriş kapısına gelindiğinde sıcak su havuzunda ayaklar
yıkanıyor ve içeri girilebiliyor. Kadınlar başlarını örterek tapınağa girebiliyor.
İçeri girdiğinizde son derece görkemli bir yapı sizi karşılıyor. Orta alandaki
bir gölün çevresi beyaz boyalı binalarla çevrelenmiş. Gölün ortasındaki altın
kubbeli tapınağa bir köprü ile geçiliyor. Tapınakta 24 saat, 2 rahip tarafından
sikhlerin kutsal kitabı Adi-Granth
ve ilahi okunuyor. Avluda fotoğraf çekmek serbest ancak tapınağın içinde
yasak. Biz içeri girebilmek için grupla birlikte ilerlerken, okunmakta olan
ilahiye, alçak bir ses tonuyla yüzlerce kişi katıldı ve insanı etkileyen mistik
bir hava oluştu. Tapınak içerisinde Sih Gurularının ve azizlerinin mezarları
bulunuyor.
Sihler için bir çeşit hac mekanı |
Tapınağın giriş kapısı |
Tapınağa
girmeden önce bir ritüel tekrarlanıyor. Eller kapı eşiğinin sağ ve sol
tarafından sürülerek ortada birleştiriliyor; birleştirilmiş eller dudaklara
değdirildikten sonra, çenenin altında tutularak, baş öne eğiliyor, sonra içeri
giriliyor.
Tapınağın
giriş katındaki salonda, orta yerde sikh dininin gurularından birinin çiçeklerle
süslenmiş lahiti duruyordu. Girişe göre batı tarafında ilahiler okuyan bir
müzik grubu, kuzey tarafta kutsal kitabı (Adi-Granth) okuyan bir rahip vardı. Lahitin
sağ tarafında ise ellerindeki kutsal kitabı okuyarak duaya katılan kişiler
vardı. Tapınağın 2. ve 3.katlarında da diğer guruların lahitleri vardı ve
arkalarında birer rahip kutsal kitabı okuyordu. Her katta bir dolap içinde
İngilizce ve Sanskritçe dua kitapları vardı. İsteyenler bu kitaplardan alıp,
duaya katıldıktan sonra, yerlerine koyuyorlardı.
Tapınağın
bulunduğu alanda birkaç noktada hazırlanmış stantlarda gönüllü görevliler
ücretsiz, yapraktan hazırlanmış tabaklar içinde helva dağıtıyorlar, yine başka
bir bölümde de kutsal su dağıtılıyordu. Tapınağın bu hizmetleri verebilmesi
yapılan bağışlarla karşılanıyormuş. Büyük miktarda para bağışında bulunan
kişilerin isimleri plakalara yazılmış şekilde duvarlarda sergileniyor. Dünyanın
çeşitli yerlerinde inananları olan bir din olduğu için farklı isimler görülebiliyor.
Biz de küçük de olsa bağışta bulunduk.
Tapınağın
çıkışında yoğun bir seyyar satıcı grubu, yine bir çarşı vardı. Sokakta yiyecek
satan kişiler de azımsanmayacak sayıdaydı. Biz de çok acıkmıştık, elleri ve
tezgâhı en temiz görünen bir satıcıdan hamburger ekmeği içinde, soslarla
tatlandırılmış patates köftesi yedik. Trende bir şey yemeyeceğimiz için 12
tanesi 40 rupiye muz aldık. Bu muzlar akşam yemeğimiz ve sabah kahvaltımız
olacak. Bir süre çarşıyı dolaştıktan sonra tren istasyonuna geri döndük.
Delhi’ye Varış
6.1.2013
Sabah Delhi’ye
titreyerek ulaştık. Hindistan’da tren seferleri ve yapıları birkaç yıl önce değiştirilmiş.
Eşimin daha önceki deneyimlerinden dolayı, biz 2 sleeper denilen vagondan bilet
almıştık. Trene bindiğimizde içerisi çok soğuktu. Camlar neredeyse yarı açık
durumdaydı ve vagonun kapıları yoktu. Sonuç olarak donmuş bir şekilde Delhi’ye
ulaştık. İstasyondaki görevliler konu ile ilgili bilgi vermedikleri için, böyle
bir olumsuzluk yaşadık. Biletimizi 3A vagonundan almış olsaydık bu sorun
yaşanmayacaktı. 3A tipi vagonlarda, her bir bölümde karşılıklı 3’er yatak, yan
tarafta da 2 yatak yani toplam 8 yatak bulunuyor. Sonradan öğrendiğimize göre,
Pakistan’dayken internet üzerinden rezervasyon yapmak mümkünmüş. Turist bürosu
olmadığı için, bilgi alma şansımız yoktu, neyse hafif bir soğuk algınlığı ile
bu üşümenin sonucunu atlattık.
Paharganj/ Main Bazaar |
Main Bazaar |
Sabah 07.30 da Paharganj |
Akşam 19.30 da Paharganj |
Firma
bize bir araç tahsis etti ve Delhi’yi dolaşmaya çıktık. Delhi büyük bir şehir
ve Hindistan’ın başkenti. Parlamento binası ve başbakanlık konutu bu şehirde
bulunuyor. Şehrin uzak bir yerinde olduğu için, bize tahsis edilmiş araç varken
Lotus Tapınağına gitmek istedik.
Lotus Tapınağı, Bahai dininin
merkezlerinden biri.
Bahai inancı, 1800'ler de İran’da Mehdi inancının uzantısı olarak doğan bir
dindir Dünya vatandaşlığı idealine inanmakta, Tanrının birliğini esas
almaktadır. Dünyanın hemen hemen tüm ülkelerinde 5 milyonun üzerinde inananı olan bu
dinin bugün dünya merkezi İsrail’in Hayfa şehridir.
Lotus Tapınağı |
Lotus Tapınağı dünyadaki 7 Bahai
tapınağından bir tanesi. Bahaîlik dünyada
9 adet din olduğuna inandığı için, 9 adet girişe sahip. Her dinden kişilerin, sessiz
olmak koşuluyla inançları gereği ibadet edebilecekleri mekânlardır. Yeni
Delhi'deki Lotus Tapınağı,
1986'da tamamlanmış, birçok mimari ödül almış, 27 adet lotus yaprağından
oluşan, açmış bir lotus çiçeği şeklindeki bu tapınak, beyaz mermerden yapılmış.
Tapınağın içinde bulunduğu alan, özenle düzenlenmiş geniş bir yeşillik alan ve
9 adet göletle çevrilmiştir. Yapının içi son derece sade, hiçbir süsleme ya da
ikon bulunmuyor, daha çok bir konferans salonu gibi. Tapınağın içine ayakkabı
ile girmek ve fotoğraf çekmek yasak.
Lotus Tapınağında yüzlerce ziyaretçi vardı. Budist
rahipler, Hindular, turistler, Müslümanlar bahçeyi doldurmuşlardı. Farklı dini
inanıştan bu kadar çok insanı bir arada görmek, dünya vatandaşlığı idealinin, en
azından bu alanda gerçekleştiğine inandırıyor.
Paharganj, turistik bir mekan, onlarca otel (çok ucuz,
ucuz, pahallı), onlarca dükkan, onlarca seyyar satıcı, yiyecek satıcısı var. Yeni
Delhi tren istasyonu da hemen karşısında bulunuyor. Elbette dilencileri
unutmamak gerekli. Adım başı yanınıza yaklaşıp para isteyen, ona yiyecek
almanızı isteyen dilenciler var. Bir noktayı belirtmem gerekiyor, bu sokaktaki
dilencilerin ortak bir rayici var, hemen hepsi en az 10 rupi istiyorlar.
Yanlışlıkla para ya da yanıt verirseniz kurtuluşunuz yok, sizden kesinlikle
ayrılmıyorlar. Tepkisiz kalmayı başarabilirseniz kurtulmanız mümkün. Elbette bu
yenisinin gelmeyeceği anlamına gelmiyor. Satıcılarda durmaksızın size bir
şeyler satmaya çalışıyorlar. Üstelik ilginçtir, sizin elinizde gördükleri şeyin
aynısını satmaya çalışıyorlar. İnanın mantığını anlayamadım. Herhalde ben de
bir sorun var…J
Paharganj'daki bir Hindu tapınağı |
Delhi çok soğuktu. Biz paltolarımıza, atkılarımıza
sarınmış bir şekilde yürürken, Hintliler ayaklarında parmak arası terlik,
üstlerinde sadece bir şalla dolaşıyorlardı. Onları bu şekilde gördükçe biz
paltolarımıza daha çok sarıldık tabii…J
Gerçekten çok kıskandım çünkü oraları gezmek benim hayalim :) Hindistan'a nereden bağlandın diye sorarsanız Bollywood sinemasından :) Hintli birkaç oyuncuyu çok beğeniyorum ve onların yaşadığı yerleri, filmlere gördüğüm yerleri görmeyi çok istiyorum.. Yaşam biçimleri, yemekleri, binaları, dinleri, adetleri, giysileri, ulaşımları, filmleri çok ilgimi çekiyor.. Olabildiğince araştırıyorum :)
YanıtlaSilAraştırmakla kalmayın, gidin ve gezin.Her bir eyalet faklı bir ülke gibi. Farklı olana saygı ve hoşgörü insanı büyülüyor.
YanıtlaSil